Günümüzde gerek evliliklerin 30’lu yaşların üstünde olması, yüksek sigara kullanımı, çevre kirliliği ve bunun besinlere yaptığı toksik etkilere bağlı bebek sahibi olmakta çiftlerin yaşadığı sorunlar artış göstermektedir. Tüm bunların arasında tabi ki en sık sebep evlilikte kadın yaşının yüksek olmasıdır.
İnfertilitenin türkçe karşılığı olarak kısırlığı kullanıyor olsak ta son yıllarda hem yabancı dilde hem de türkçede kullanılan kelimelerin gerçek durumu tanımlamadığı konusunda fikir birliği vardır.İngilizce infertilite kelimesinin yerini artık subfertilite almıştır. Gerçekten de kısırlık demek bir daha çocuk sahibi olunamaz gibi kesin bir yargı oluşturmaktadır.Ama günümüz tedavi yöntemleri ile bu hastalarımızın yarısı gebe kalabilmektedir.
Çocuk sahibi olamayan çiftlerin değerlendirmesi günümüzde pratik olarak kısa sürede yapılmaktadır.
Burada kafa karışıklığına sebep olan esas konu bekleme süreleri nedeniyle olmaktadır. İnternette yapacağınız kısa araştırmalarla bulacağınız süreleri burada paylaşmak isterim.
Kadın yaşı 35’in altındaysa 1 yıl, 35’in üstündeyse 6 ay , 38 in üstündeyse 3 ay beklemek genel kabul gören ve uygulanan sürelerdir. Peki nüfusun %75-80 inin şehirlerde yaşadığı ve hekime ulaşmanın daha kolay olduğu günümüzde bu süreler mutlaka beklenmeli midir? İşte bugün hala konunun uzmanları olarak tartıştığımız bir konu olmaya devam etmektedir.İlerleyen yaşlarda erken değerlendirme tavsiye ettiğimiz bir durumdur.
İnfertil çiftin değerlendirmesi hep sadece testler olarak algılanmaktadır. Bu doğru olsa da yine de eksiktir. Bir çifti değerlendirmek onları hekimin görmesiyle başlar. İlk karşılaşıldığında hekim sadece dış görünüşünüze bakarak bazı problem ve hastalıkları önceden tanıyabilir. Mesela erkek fiziksel yapısına bakarak infertiliteye sebep olan genetik bir sendromu, saçına sakalına bakarak bir hormonal bozukluğu tanıyabilir.
Aynı şekilde kadına fiziksel olarak bakarak kıllanma artışı, saç dökülmesi ve aşırı kiloya bakıp polikistik over sendromundan şüphelenebilir. Bu sebeple hiçbir test yapmadan hekimi görmeniz bile bir değerlendirmedir.
Bu nedenle en önemli mesajım evlenmeyi düşünen , evlenen veya çocuk sahibi olmayı düşünen çiftler zorunlu olarak nasıl akdeniz anemisi olup olmadıklarının kontrolünü yaptırıyorsa bir kadın hastalıkları ve doğum üroloji uzmanına başvurup üreme durumlarını her zaman kontrol ettirebilirler. Gebelik planlayan kadın gebelikte problem yaşamasına sebep olabilecek kızamıkçık (rubella) geçirip geçirmediğini öğrenmeli, gebe kalmadan önce folik asit desteğini almalı ve rahim ağzı kanseri tarama testlerini (smear) mutlaka yaptırmalıdır.
İnfertil çift değerlendirmesinde olmazsa olmazlar
1.Kadının adetinin 2. veya 3.günü hormon testleri ve transvajinal ultrasonografi ile öncül yumurta sayımı
2.Erkeğin 2-3 gün cinsel perhiz sonrası sperm sayımı ve morfolojik değerlendirmesi
3.Kadının adetin bittiği günlerde yapılacak olan histerosalfingografi (HSG/Rahim ve tüp filmi)
Erkeğin sperm testi yapılmadan kadına biraz ağrılı bir işlem olan HSG yapılması her zaman karşı çıktığım bir durumdur. Mutlaka önce sperm testi yapılmalı ondan sonra HSG çekilmelidir.
Bu incelemeler sonrasında çiftin sorunu rahatlıkla ortaya konulabilir veya bir sorunları olmadığı ortaya konulabilir.
Bazen tüm incelemeler yapılmasına rağmen bir sebep bulunamayabilir.Hastalıkların anlamakta zorluk çektiği bu durum bizim kitaplarımızda açıklanamayan infertilite şeklinde yer almaktadır. Bazen tüm testler normal olsa da infertilite olabilmektedir.